Friday, December 18, 2009

Mumtaz Soysal Soylemisti!

Bugunku tarikat, mafya, ve Soros un acik toplumcularinin koalisyonuna sasirmamak lazim. Mumtaz Soysal niyetlerini aciklamisti. Tarih Haziran 2001. Yani AKP henuz iktidar degilken bugunleri gormustu Mumtaz Bey.


SINSI KOALISYON


Mümtaz SOYSAL

TAM olarak ne istediklerini anlamak kolay değil.

Karşı-devrim mi? O, 1945'ten beri taksit taksit yapılanlarla çoktan gerçekleşti. Çiftçiyi topraklandırmanın yokuşa sürülmesi, Köy Enstitüleri'nin yozlaştırılıp kapatılması, ezan ve Anayasa dilinin geriye çevrilmesi, laik öğretimin sulandırılması, ulusal kalkınma için yaratılmış kamu varlıklarının elden çıkarılması gibi aşamalarla gelinen bugünkü görüntü, cumhuriyetin kuruluş felsefesinden iyice uzaklaşmış, durağanlaşmış, hatta dış sermaye çevrelerinin ekonomik boyunduruğuna teslim olmuş bir Türkiye görüntüsüdür.

Çeşitli kesimlerde şimdi sürdürülen sözde entelektüel çabalar, zaten gerçekleşmiş böyle bir amaç uğruna sarf ediliyor olamaz.

Yalnış öğretilen bir ‘‘resmi tarih’’in düzeltilmesi mi?

Ele alınan konulara bakılırsa, aslında hepsi yarım yüzyıldır bütün ayrıntılarıyla işlenen, gizli kalmış ya da çarpıtılmış yönleri ortaya konan olaylara ilişkindir. İzmir suikastı yargılamaları, Takrir-i Sükun Kanunu, Varlık Vergisi ve Aşkale sürgünü gibi tarih sayfaları yıllardır didik didik edilmiş, yanlışlar, yanılgılar, suçluluklar incelenmiş, devrimci cumhuriyetin o dönemdeki tutumları kendilerine hiç de cumhuriyet düşmanı denemeyecek bilim adamları ve yazarlarca nesnel olarak eleştirilmiştir.

Ama, söz konusu çabaları basit bir ‘‘İkinci Cumhuriyetçilik’’ olarak nitelendirmek de yeterli olmaz. Bazen bilimsel araştırma, bazen de bir edebiyat türü kisvesiyle ortaya çıkan kıpırdanışlar yalnız cumhuriyet dönemiyle sınırlı kalmamakta, Genç Osmanlılar'ın, Jön Türkler'in, İttihat ve Terakki'nin yenilikçi girişimlerini kurnazca karalamaya, bunlara karşı oluşan gerici direnişlere yeni anlamlar vermeye kadar varmaktadır.

Oysa, bunların hepsi yakın çağ Osmanlı tarihinin yine çeşitli açılardan incelenmiş ve değişik tezlere konu edilmiş sayfaları. Yeniden ve ortaklaşa ele alınışlarındaki amaç ne olabilir? Geçen günkü Cumhuriyet'te Işık Kansu'nun yazdığı gibi, ‘‘Tarih saklandı da, siz mi buldunuz?’’ diye sormaz mısınız?

Bu konuda şöyle bir ipucundan kalkılırsa belki doğru bir sonuca varılabilir: Dikkat etmişseniz, böyle çabalara girişenlerin hemen hepsi aslında pekala başka türlü de bakılabilecek bir olgu olan küreselleşmeyi bağımsız düşünceye yer vermeyen yönleriyle olduğu gibi kabullenmiş, kendi halklarının çıkarlarını yeni dünya düzenine egemen olanların ‘‘karşılıklı bağımlılık’’ tezlerine fedaya razı olmuş, hatta Kıbrıs, Ege ve Güneydoğu türünden siyasal konularda bile ödüncü teslimiyetçiliği benimsemiş kişilerdir.

Bu, iddia ettikleri gibi ilericilik ve çağdaşlık mı?

Yoksa, bütün bu konularda kaçınılmaz biçimde oluşmaya başlayan uyanışa, bilinçlenişe ve yaratıcı bir ulusal yönelişe karşı alttan alta, sinsice, ilk bakışta birbiriyle ilişkisizmiş gibi gözüken bir zihni cepheleşme mi? Bu yönüyle, ulusal direnişin endişeye sevk ettiği dış çevrelerce de beğenilen, alkışlanan ve yine sinsice desteklenen bir ‘‘enteller koalisyonu’’ mu?

Bugün ‘‘müstevliler’’in donanmalarıyla, ordularıyla ve beyaz atlı işgal kumandanlarıyla vatan kıyılarına gelmemiş olması, zihinlerde ister istemez uyanan mütareke döneminin ihanet görüntülerini silmeye ne yazık ki yetmiyor.

Thursday, December 17, 2009

Muhtar Kent Basbakan mi olacak?

Daha once belirttigimiz gibi bazi veriler topladik.
Ilk onemli sonuc su:

ABD, Coca Cola'nin CEO'suu Muhtar Kent'i yeni basbakan adayi olarak hazirliyor. Yanina da Kemal Dervis i dusunuyor. ABD artik daha laik/liberal hukumet istiyor Turkiye'de. Gostergeler oyle diyor. CHP veya MHP ile koalisyon dusunuyorlar. Onlar icin tek sorun halk arasindan yeterli destegi bulmak...

Medya destegini Hurriyet'ten Fatih Cekirge ve Metehan Demir yapmaya basladi bile. Bu konudaki yayinlarimiz surecek.

Mazhar Alanson ve Orhan Pamuk Nasil Oldu da Yillarca Gorusmediler? Abdullah Gul un Bununla Ne Alakasi Var?

Mazhar Alanson, yakında piyasaya çıkacak “Mazhar Olmak” adlı kitabında asker arkadaşı olduğunu yazdığı Orhan Pamuk ile New York’ta karşılaştı. JFK Havaalanı’nda karşılaşan ikili, ayaküstü askerlik günlerini andı.



Abdullah Gul Bey in Basbakan ve Cumhurbaskani olmasindan sonra Mazhar Bey in de Orhan Bey in de kariyerlerinin onu acilmsiti. Mazhar Alanson yeni bir hayat a girip Biricik Suden ile o yasinda evlenmis ve Kosk masalarina davetler almisti.

Orhan Bey de Amerikan ve Bati dergilerine mulakatlar verip Turk tarihi hakkinda olcusuz laflar edip, AKP yi kutsuyordu. O da odulunu Nobel odulu alarak almisti. Gerci daha sonra Orhan Pamuk, Abdullah Gul u dunya medyasi onunde Frankfurt Kitap fuarinda azarlayinca ipler kopmustu. Ayrica Orhan Pamuk askerlik gunlerini "Oteki Renkler" kitabinda nasil anlatiyordu? Askerden kacmak icin attigi taklalari, askerlik arkadaslarina hep yapmacik davranmak zorunda kaldigini soyluyordu. Hepsinden nefret ediyordu, kotu bir ruya gibiydi o donemler?


Buraya kadar guzel. Simdi nasil oldu da cok onemli bir habermis gibi Hurriyet gazetesi asagidaki haberi yapti?? Boyle bir rastlanti niye haber degeri olsun?


*Mazhar Alanson, Amerika turnesini tamamlayıp dönüş için JFK Havaalanı’na gittiğinde, yıllar önce Tuzla’da aynı birlikte askerlik yaptığı Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk ile karşılaştı. Ve “merhaba” demek için yanına gitti. Pamuk, askerden hatırlamadığı ama Kelebek’te çıkan haber sayesinde asker arkadaşı olduklarını öğrendiği Alanson’u görer görmez “Ooo asker arkadaşım ne haber” diyerek sohbeti başlattı.

Aklımı kaçırmak üzereyim

*Orhan Pamuk, sohbet sırasında yakında çıkacak “Mazhar Olmak” kitabını merak ettiğini söyleyince, ünlü müzisyen yanında bulunan prova baskıyı çıkarıp ona uzattı. Onun “Benim için imzalar mısın” demesi üzerine heyecanı ikiye katlanan Mazhar Alanson, Nobel ödüllü yazara imzaladığı kitabın ilk sayfasına şu notu düştü: “Aklımı kaçırmak üzereyim, Orhan Pamuk’a kitap imzalıyorum!”

Fenerbahce'ye Operasyon!

Kazim Kazim'in da adinin karistirilmaya calisilan sike operasyonuda kotu kokular var. Ismi gecen Talip Doğan Karlıbel kafa karistiran iddialarda bulundu, ispatlayamadi. Ucu acik sorusturmalar donemi futbola da sicrayabilir. Roberto Carlos'un apar topar gitmesi ve Fenerbahce'nin kendisine elveda kutlamalarini iptal etmesi rastlantidir herhalde.

Herkesin dikkatli olmasi lazim. Savcilik belgeleriyle oynanmasin.

Celal Uzunkaya Neden Tutuklandi?

Oncelikle bugun yayinlanan Hurriyet'teki haberden alinti yapalim:

"Bir ihbar mektubuyla başlayan dolandırıcılık operasyonu sırasında çete lideri İrfan Erbarıştıran’la sık görüştükleri saptanan Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü, ‘şüpheli’ sıfatıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Genç’e ifade verdi. Daha önce müfettişlerin de ifadelerini aldığı Uzunkaya ve Gülcü, Erbarıştıran’ın ‘muhbir’ olduğunu belirtti.

İZMİR’de yapılan bir dolandırıcılık operasyonu, Emniyet teşkilatına bomba gibi düştü. Soruşturmaya Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü’yle birlikte birçok bürokratın adı karıştı. Uzunkaya ve Gülcü dün gizlice İzmir’e gidip savcılıkta ifade verdi.

Mayıs ayındaki ihbar mektubu

İddialar ilk olarak 2009’un Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve MİT’e gönderilen bir ihbar mektubuyla başladı. Mektupta, “İzmir’de yaşayan İrfan Erbarıştıran’ın, kendisini MİT ajanı, MOSSAD görevlisi ve Emniyette üst düzey yetkili olarak tanıtıp piyasayı milyonlarca lira dolandırdığı, işadamlarına zorla çek ve senet imzalattığı” öne sürüldü. Mektupta, Erbarıştıran’ın, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü’yle birlikte hareket ettiği iddiası da yer aldı."

Goruldugu gibi, Emniyet Mudur Muavini Celal Uzunkaya hakkinda yolsuzluk suclamalari var. Dogrudur, yanlistir bilemeyiz ama bir muddet once baslayan emniyette temizlik operasyonunu dusunursek dogru ihtimali yuksek. Celal Uzunkaya nin teskilatta terfi ettirilmesi de son yillarin urunu zaten. Kendisinin abisi olan AKP milletvekili Musa Uzunkaya nin yardimlari oldugu kesin. Bakin abisi Musa Uzunkaya 2004 yilinda ne demis. Meclis tutanaklarindan buluyoruz bu ifadeleri.


Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
22. Dönem 2. Yasama Yılı
58. Birleşim 26/Şubat /2004 Perşembe


BAŞKAN - Buyurun Sayın Uzunkaya. (AK Parti sıralarından alkışlar)

VII. - AÇIKLAMA VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2. - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, şahsıyla ilgili ileri sürmüş olduğu görüşler nedeniyle açıklaması

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben, tabiî, iki Samsun Milletvekilinin birbirine cevap veriyor olmasından üzüldüğümü, şahsım adına değil, ama, Sayın Koç adına özellikle üzüldüğümü ifade ediyorum; çünkü...

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Siz söylerken iyi de...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sayın Koç, yoklar mı?..

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Burada, burada, dinliyor...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Ooo, Koç, kuzu olmuş, yok olmuş.

Değerli arkadaşlar...

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Kuzu orada, Kuzu orada!.. Koç burada, Kuzu orada!..

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Ama, Koçunuz kayboldu!

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, Genel Kurula hitap eder misiniz.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, tamamen açıklamalar...

Bakın, samimî bir şey söyleyeyim. Şimdi, bir şeyi, insan, buradan söylerken... Sayın Kepenek -ki, kendisine çok saygı duyduğum, hakikaten bir dostumdur, yakinen sevdiğim birisidir- daha önce, burada, bölgemizde bir yakınımın atanmasıyla ilgili "hele, Sayın Uzunkaya, sen hiçbir şey söyleme" dedi. Sanki, ben, büyük ceraim işlemiş, ağır cezada yargılanan bir kişi konumuna düşürülmüşüm gibi oldum. Asla alakası olmayan bir olaydı olay. Sayın Kepenek olayı çok iyi biliyor.

Sayın Celal Uzunkaya, bir kere, benim 7 yaş küçüğümdür. İkincisi, Celal Uzunkaya'nın devresi Ankara Emniyet Müdürü, yedi yıldır il müdürüdür; Celal Uzunkaya, dokuz senedir, Musa Uzunkaya'dan dolayı il emniyet müdürü olamamıştır. Bu gerçeği niye görmezlikten geliyorsunuz?! (AK Parti sıralarından alkışlar) Dokuz yıldır...

Bundan önceki bir İçişleri Bakanı, şurada oturan bir İçişleri Bakanı, bana aynen şunu söylemiştir: "Polis kolejini birincilikle, akademiyi birincilikle bitirmiş, meslek hayatı başarılarla dolu bir müdür; ancak, Fazilet Partisi milletvekilinin kardeşini il emniyet müdürü yaparsam, önce, kendi başımı benim partililerim yer." Birinci sınıf emniyet müdürü olduğu halde senelerce APK'da ve teftişte tutmuşlardır. Celal Uzunkaya, hudâyînâbit, semadan hakkı olmayan bir yere düşmemiş, bilakis dokuz sene teahhura uğrayan hakkı bir hükümet döneminde adaletin gereği olarak kendisine verilmiştir. Bunu önce böyle bilmeniz lazım.

İkinci bir şeyi daha bilmeniz lazım.

V.HAŞİM ORAL (Denizli) - Keşke bakan olsaydı...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bakın, ben, burada kardeşimden bahsetmekten teeddüp ederim; keşke Balıkesir milletvekilleri anlatsa burada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Niye söylüyorum; bir aydır Balıkesir'de her türlü mafya ve benzeri faaliyetlerin...

Ali Kemal Bey, sen de biliyorsun bunu; geçtiğimiz hafta gazetelerde de yazıldı. Bu olumsuz haberleri de veren sizsiniz.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Daha kaç ay oldu geleli; bir şeyini görmedik daha.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bunlar aile meseleleri.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bir ayda bütün bunların soluğunu kesti.

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, toparlar mısınız...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Ama, siz, şahsı buraya taşıyarak haksız bir değerlendirme yapıyorsunuz.

Samsun'da da travmalı tek bir hasta yoktur. Bakın, işte, açsınlar Samsun hastanesine sorsunlar, açsınlar Samsun Valisine sorsunlar. Olayı tamamen ajite ederek yanlış boyuta getirmenin anlamı yoktur, gerçekleri olduğu gibi aktarmak zorundasınız. Bütün bu bilgilerin ne kadar yanlış olduğu bir hakikat olarak ortaya çıkıyorsa, Samsun'la ilgili iddialar da aynı şekilde hilafi hakikattir.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Uzunkaya, daha iki üç ay oldu; bir şeyini görmedik daha."


AKP kendi icinde kavgaya dustu, birilerinin baslari gitmeye basladi. Hesaplasmalar devam ediyor. Aldigimiz haberler ve tahminlerimiz dogruysa, 6 ay icerisinde buyuk operasyonlar geliyor.

AKP Sonrasi Turkiye

Herkes merak ediyor. Turkiye onumuzdeki 2010 yilinda ne olacak diye. Genclik grubumuzla bu konu uzerinde 4 yildir calismaktayiz, sonuclari onumuzdeki surecte aciklamayi hedefliyoruz. Siyasi, iktisadi, ve kulturel konularda ongorulerde bulunacagiz.

Ama sunu rahatlikla soyleyebiliriz: ABD nin Turkiye icin baskan adayi hazir, 3 aday var esasinda, 1 e indirmeye calisiyorlar. Ekonomik program da hazir. Askeri ve kulturel meseleler henuz cozulmedi lakin... Karara baglanmadi bazi meseleler...

Bizi izlemeye devam edin...