Thursday, September 12, 2013

Lo Faruk: Washington’da Türk elçisi Ankara’da Amerikan sözcüsü [Yalçın Küçük]

Lo Faruk: Washington’da Türk elçisi 

Ankara’da Amerikan sözcüsü

Yalçın Küçük
ŞEYTANCA – Aydınlık, 12 Eylül 2013

İkisi de akepe iktidarı elçisidirler, çok bilgisiz olduklarını görüyoruz, Kahire'ye gidiyorlar, "General Sisi ile bir randevumuz yok çünkü ordu bizim muhatabımız değil," buyurmuşlar; ah diplomasız diplomatlar, El Sisi hem bakan ve hem de başbakan yardımcısıdır; bunlar hâlâ kendilerini Erdoğan'a bağlı biliyorlar.
Erdoğan Mısır'a gitmelerine çok kızıyor, ürkek elçiler mazeret ve hafifletme peşindeler.
Öyle, gördüklerini, Erdoğan'ın Hariciye Vekili Davutoğlu'na arzedecekler, yaranmak üzere ilan ediyorlar ve eğer kabul ederse, bir de Gül'e çıkıp elini öpecekler.
Güzel, peki kimdirler, Korutürk Osman ile Lo Faruk namlarında olup ve hatta kendilerini cehepe'den milletvekili sanıyorlar.
Ben ise, Korutürk Osman'ı bir kenara koyarsak, Barzani nezdinde Amerikan politikalarını savunurdu, Lo-zade Faruk'u, Ankara'da bir Amerikan sözcüsü biliyorum.
Cehepe mikrofonlarında o tarzda konuşuyor; Kılıçdaroğlu icara vermiştir. Kelamı ve ispatları devamımızdadır.
Sırların peşinde
Sisi'yle konuşsalardı, mealini öğrenirdim, pek üzüldüm; peki, nasıl mı, bir usulüm var.
Ancak önce bir tarih malumatı gerekiyor:
27 Mayıs Devrimi olmuş, derhal yeni hükümeti açıkladılar, Amiral Fahri Korutürk'ü, sefir Osman Beyefendi'nin pederi idi, Dışişleri Bakanı yaptılar.
Ancak bakanlığı tam altı saat sürmüştü, indirdiler ve yerine Selim Sarper'i bindirdiler.
Bir açıdan pek de iyi yaptılar çünkü olup bitenleri, yıllar sonra olsa da, siyonist ve Washington'ın habercisi olan işte bu Sarper'den öğreniyordum; Cemal Gürsel için, başbakan ve devlet başkanı iken, görüştüğü Amerikan ricaline, "mankafa" diyordu.
Kitaplarımda var, Amerikan diplomatik belgelerinden çıkarıyorum ve orada açıklıkla yazılıdır.
Soğuk Savaş'a doğru
Malum hikâye, Moskova'nın Türkiye'den toprak ve üs istediği iddiası ve skandalı var.
Bir, 1958 yılında Ben-Gurion'un Ankara'ya inip, gizli bir "ahit" ya da ibrani "brit" imzaladığını, sanki iki devlet birleşmişti, gizliyorduk, ben çıkardım, iki, toprak ve üs talebine de "hikâye" dedim; Sovyetler yıkıldı, arşivler pazarda, kimse beni tekzip etmiyor, yalan artık yalandır.
Ve o sırada Sarper, Moskova'da sefirdir, Molotov ile görüşen adamdır; ancak görüşmeyi ilkönce, aynı tarihte Moskova'da, Amerikan Büyükelçisi Harriman'a anlatmış, Amerikan gizli belgelerine yerleştirmişler.
Burada Sovyet tehditlerinin izi dahi yoktur; "sağolasın" Yahudi aşığı ve tabii öyle, Selim Sarper diyorum.
Ve Sisi ile konuşsalar bulurdum, inanıyorum.
Ümit benim kuvvet şurubumdur, ilan ediyorum.
Aile hadisleri
Kız kardeşim Nilüfer'i çok severdim, eşini de, ikisi de göçtüler, Yargıtay'da yargıç eşi Kadirli'dendi, Faruk Bey de aynı yerden, bu kadar değil, aile hadislerine göre, kız kardeşimin eşi ile Faruk Bey'in eşi çok yakın akrabadırlar; öyleyse tekraren not ediyorum.
Demek ki, tarafsız yazabiliyorum.
Doğru mu, bilemem ama hadislerine göre, doğruluk ve tarafsızlık önemlidir.
Cehepe'deki çözümcü hücreler
Şimdi başlıyoruz, uzatmıyorum; Şahin Mengü de yazdı ve bir, Mengü'den aktarıyorum. "Suriye'deki gelişmelerin en önemli etkilerinden birinin", Loğoğlu, cehepe adına açıklıyor ve şöyledir, "çözüm sürecini sekteye uğratabilecek bir gelişme" olmasıdır.
Bu durumda, Lo Faruk şu sonuca varıyor:
"Türkiye'nin de bu çözüm sürecinde elini çabuk tutması gerekir".
İşte bu, çözüm mü, ne olduğunu bilmiyorlar ve bunu defalarca söylüyorlar, ama "elini çabuk tut, Efendim" diyorlar ve "çözümü çöz", bunu istiyorlar.
Çünkü bu Washington'ın isteğidir ve cehepe mikrofonlarından birisini Washington'a vermiştir.
Gülen'e ve Barzani'ye kalanlar da var, başka zamana bırakıyorum.
Akepe'nin adamları
Lo Faruk üniversite tahsilini Amerika'da yaptı, Brandeis Üniversitesinden mezun oldu, adına bir üniversite kurulan L. Dembitz Brandeis'i, 1856-1941, Amerika'nın ilk ve en mühim siyonisti olarak biliyoruz, ekliyorum.
Amerika'dan sonra Hariciye'ye giren Faruk Bey, 2000 yılında, Ecevit başbakandı, müsteşar oldu ve 2001 yılında Washington'a büyükelçi gönderildi.
Akepe emekliliğine kadar, 2006, sefir tuttu, eşi Mevhibe, bu dönemde Washington'da, Erdoğan'ın eşi Emine Hanım'ı gezdiriyordu, aşırı övgüler düzdüğünü biliyoruz.
Amerika'nın sesi
Washington için önemli olan Barzani Devleti'nin kurulması ve yaşamasıdır; Israel güvenliği açısından şarttır ve Barzani'nin Yahudi kökenini de açıklamıştım.
Ancak artık Diyarbakır Bölgesi PKK'ya verilmeden bu projenin gerçekleşmesi imkansız görünüyor ve PKK ise bu ara hapishanedeki Kürtler'in serbest bırakılmasında ısrar ile acele ediyor.
O kadar öyle ki, "çözüm" artık sadece budur ve Washington'da çözümü hızlandırın demektedir.
Lo Faruk işte bunu tekrarlamaktadır.
Buna "voice of America" da diyorlar.
Israel parmağı
Bir tarih-arasına ihtiyacım var ve belki de ikidir.
Güzel, 1960 yılına yaklaşıyoruz ve bu kez Israel Genelkurmay Başkanı Hayim Loskov, gizlice, Ankara'dadır.
Konuşuyorlar ve kararlaştırıyorlar, arkasından Genelkurmay Başkanı Erdelhun, ikinci Başkan Sunay, Hava Kuvvetleri Komutanı Arıburun, Deniz Kuvvetleri Komutanı Korutürk, Kara Kuvvetleri Komutanı Gürsel, birlikte Tel-Aviv'e gidiyorlar.
Tabii gizlidir, muhatapları, İsrail Harekat Başkanı Yitzak Rabin, birlikte, Suriye'nin zaptı için harekat planları yapıyordu.
Suriye'nin zaptı yakındır ve hepsi, Israel gizli belgelerinde ve buradan da, benim Fitne kitabımda kayıtlıdır.
Amerikan doktrini
Peki, neden olmadı, bu soruya cevap verebilecek güçte ve durumda değilim; ancak Washington'ın görüş değiştirdiğini, daha doğrusu bir doktrin oluşturduğunu düşünebiliriz.
Bu doktrin şudur; Türk Silahlı Kuvvetleri, kendi dışında ve Güney'inde olmayacaktır çünkü Türkler inerlerse bir daha çıkmıyorlar.
Peki doğru mu, bir, "Çuval Geçirme", iki, Türk Kuvvetleri'nin PKK ile ancak kendi sınırları içinde ve üstelik sadece asayiş çerçevesinde mücadele etmesi bu doktrine uygun düşüyor.
Güzel ve buradayız. Monroe misli bir Amerikan doktrinini açıklamış oluyoruz.
ABD sözcüsü Lo Faruk
Çok çok hoş, sınırda silah bu, patlıyor ve Suriye'de savaş yaşanıyor; Devlet Bahçeli, bu durumda Suriye'de, Kuzey'de, özerk yönetim projelerine karşı askeri müdahale önermektedir.
Lo Faruk'un, cehepe sözcüsü olacak, cevabı şudur:
"Askeri müdahale ettiğimiz takdirde ne olacak, ne yapacaksınız, işgal edip orada oturacak mısınız? Bunun Türkiye'deki çözüm arama sürecinde nasıl bir etki yapabileceğini düşünüyor musunuz?"
Peki müthiş ve ben ne görüyorum ve düşünüyorum; sadece Amerika'nın sesini duyuyorum.
Gözlerim kamaşmış; voice of America gürlüyor.
Cehepe bir Amerikalı sesi çıkarmaktadır.
Ve güya bunlar diplomattırlar; bir, "sıcak takip" imkânı vardır.
İki, gidip, Suriye ile birlikte gayri meşru ve mütecaviz kuvvetleri tedip ve pasifize etmek mümkündür.
Geriye dönüş kapısı ise açık; Kore'ye gidiş ve dönüş böyle olmuştur.
Tel Aviv yolcuları
Artık bitirebiliyorum.
Bir, beş yüksek komutandan ikisi, Erdelhun ve Arıburun, 27 Mayıs Devrimi ile hapse gönderildiler, iki, geriye kalan üçü, Gürsel, Sunay ve Korutürk, sırayla cumhurbaşkanı oldular.
Buradaki tesadüfü anlamak zordur ve ben de dillendirmek istemiyorum.
Herhalde Tel-Aviv seferinde bir hikmet olmalıdır, diyorum.
Mısır gizli tarihi
Az kaldı, devam ediyorum; Mısır gizli tarihine göre, 1911 yılında, Devlet-i Türki, Devlet-i Osmani de diyebiliriz ve ol tarihte biz, saf saf, Mısır'ı Osmanlı'nın parçası sanıyorduk, Yahudiler'in yönetime geçtiği yazılıdır, buna inanıyorlar.
Bu inançla olabilir, Erdoğan'ı, yabancı devletlerin sözcüsü ilan ederken, belki de eski dosyalarına bakıyorlar.
Doğru mu, bir İngiliz icadıdır; bilemeyiz.
Kılıçdaroğlu’nun aklıdır, Mısırlılar’a Türkiye’den “darbe” tarihi anlatacaklarmış; herhalde Korutürk Osman babasını, 1911 yılında Selahi Dedesi’nin anlatacaktır.
Ama hiç tavsiye etmem, bilirler; bilirler; Karabulut Kemal bilmez, bizim devrimciler tarihimizin bir ve önemli parçası Mısır'dadır. Mısır bize çok yakındır.
Döküntülerden kurtulmak
Daha neler var, neler; Lo Faruk, ölçüsüz, her konuda konuşuyor ve ben susuyorum.
Söylediğim şudur, artık cehepe, Geç-Baykal ve Erken-Kılıçdaroğlu dönemlerinde, akepe'nin döküntülerinin eline geçmiştir.
Şimdi mesele, cehepe'yi döküntülerden kurtarma meselesidir.
Buna, to be or not to be, this is the question da diyorlar.
Döküntü temizleme aşamasındayız.
Mecelle formülü
Şimdi içimiz-dışımız hukuk oldu ve Geç-Osmanlı'da hukuk ise "mecelle" demekti.
Mecelle mükemmel formüllerle doludur, "sıkışırsa genişler" de bunlardan birisidir.
Ve Uğur Dündar'ın, "Cumhurbaşkanı adayım Metin Feyizoğlu" yazısı, Sözcü, 4 Eylül 2013, tam bir Mecelle formülü oldu.
Çok güzel, çok daraldık, pek döküntülere kaldık, sıkıştık ve şimdi bolluğa yol alıyoruz.
Uğur pek isabetlidir ve Metin Hoca pek formundadır; ve önemli olan hem zenginleşmek ve hem de artık Çankaya'yı, başbakanlığı, genel başkanlığı bihakkın düşünebilmektir.
Demek, yeni bir dönemin kapısındayız.
Keşifler dönemi
Hürriyet'in, 5 Eylül 2013, Nusret Güner Paşa'yı, "yandaş muhalefet" nitelemesiyle birlikte tekraren haber etmesi de, aynı ölçüde bir zenginleşme işaretidir.
Paşa ikbali reddetti, tehlikeyi bir kenara itti, öne çıktı, umut olmakta ve vermektedir.
Ve böylece bir formül daha kendini ispat etmektedir; ihtiyaç keşfin anasıdır, demek artık keşifler dönemine giriyoruz.
Gezi bir keşiftir, panzerin önüne yatmak bir diğeri; ve şimdi duran adam'dan sonra konuşan paşa'yı keşfediyoruz.
Buna da ihtiyacımız vardı, cehepe'de yönetici boşluğuna bir hücum başlamaktadır, öyle görüyorum.
Aslına dönüyor, bunu hissediyorum.
İhvan'dan İhvan'a
Peki Korutürk Osman ile Lo Faruk, onlara ne olacak; bunu önemli bir mesele olarak görmüyorum.
Mısır'da kalırlar, Mursi'ye yardım ederler; Erdoğan'a çalışıyorlardı, şimdi darbezede Mursi sıradadır.
Bir İhvan'dan diğer Ihvan'a; ama bu görünüş, esasında, Amerika'dan Amerika'ya, iş aynıdır.
Acemilik çekeceklerini sanmıyorum.
  
 
Yalçın Küçük (Odatv davası duruşması - 11 Eylül 2013)

3 comments:

  1. İyi günler ! burada kredi talebinde bulunan tüm değerli müşterilerimize hızlı bir bildirim, şu anda uygun bir kredi faiz oranına sahip bir kredi planındayız.
    İletişim:

    creditcentercorp.usa@gmail.com
    creditcentercorp.usa@plutotrustcorp.com
    whatsapp: +1(847)453 9904

    ReplyDelete
  2. MERHABA
    izleyici nihayet Illuminati davlumbazına nasıl katıldığım ve ZENGİN, ÜNLÜ VE GÜÇLÜ olduğum hakkındaki referansımı paylaşmak için burada, davlumbazın bir üyesi olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım ama sonunda bir tanıklık yapmadan önce birkaç kez dolandırıldım Bu yüzden ajanla temasa geçtim, o kadar korktum ki davlumbana katılmadan önce bana çok para isteyecekti, ama sürprizime göre sadece yaptığım eşyaları satın almak istedi ve bugün dünyaya anlatmaktan çok mutluyum zengin ve hepsi ile birçok iş kurabilmiş, kişisel hesabımda toplam 20 milyon dolar var ve ayrıca dünya çapında Illuminati tarafından emanet edilen ve aynı zamanda istediğimi yapma gücü ... Bir çok insanın yolumda olabileceğini biliyorum ve burada yardım istemek
    resmi e-posta: illuminatibrotherhood5555@gmail.com
    Whats-app: (+ 3197005034579)


    Dolandırıcılara dikkat edin ve 18 yaşından büyük olmalısınız.

    ReplyDelete
  3. MERHABA
    izleyici nihayet Illuminati davlumbazına nasıl katıldığım ve ZENGİN, ÜNLÜ VE GÜÇLÜ olduğum hakkındaki referansımı paylaşmak için burada, davlumbazın bir üyesi olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım ama sonunda bir tanıklık yapmadan önce birkaç kez dolandırıldım Bu yüzden ajanla temasa geçtim, o kadar korktum ki davlumbana katılmadan önce bana çok para isteyecekti, ama sürprizime göre sadece yaptığım eşyaları satın almak istedi ve bugün dünyaya anlatmaktan çok mutluyum zengin ve hepsi ile birçok iş kurabilmiş, kişisel hesabımda toplam 20 milyon dolar var ve ayrıca dünya çapında Illuminati tarafından emanet edilen ve aynı zamanda istediğimi yapma gücü ... Bir çok insanın yolumda olabileceğini biliyorum ve burada yardım istemek
    resmi e-posta: illuminatibrotherhood5555@gmail.com
    Whats-app: (+ 3197005034579)


    Dolandırıcılara dikkat edin ve 18 yaşından büyük olmalısınız.

    ReplyDelete