Wednesday, April 10, 2013

Abdullah Gül’ün villadaki yeni “PAM” örgütlenmesi..... Ahmet Takan

Yine klasik bir Ankara Salı’sında Türkiye Büyük Millet Meclisi koridorlarındaydık. MHP grup toplantısı başlamış, Devlet Bahçeli var gücüyle AKP iktidarına bindiriyordu. Bahçeli, “açılım sürecine”, “akil adamlara” saydırırken kulislerde muhtelif yorumlar yapılıyordu. Kimi “çok iyi gaz alıyor” diyor kimileri de “bu söylemlerin bile MHP’nin oy oranını durağandan artıya çevirdiğinden” bahsediyordu. Esas heyecanlı bekleyiş AKP kulislerindeydi. “Muhteşem” gelmeden saatler önce bilumum zevat “geçiş yollarında” yerlerini almış ve konuşlandıkları kritik noktaları kaybetmemek adına sağa sola adım bile atmıyorlardı. Gazetecilerin gündeminde ise yeni anayasa yapımında gelinen son nokta ile CHP-AKP arasındaki “açılım sürecinde” komisyon kapışması vardı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı yakalayınca ayak üstü soru bombardımanına tuttuk. CHP’li Faruk Loğoğlu’nun, “toplumsal mutabakat komisyonunu andıran” komisyon önerisini Bekir Bozdağ pek ciddiye almadıklarını anlatan ifadeler kullandı. Kendilerinin Meclis’e getirdikleri araştırma komisyonu önerisini hatırlattı. Geçmişteki tartışmalardan bahsedip, CHP’yi eleştirdi. Yani; çok fazla bir şey söylemedi Bekir Bozdağ. Burada bir noktanın altını çizmekte çok fayda var. Eskiden siyasi kulisler denince Ankara’da akla TBMM gelirdi. AKP iktidarı ile birlikte bu kavramın da içeriği çok değişti. Salı günleri TBMM’de yalnızca kulisin kırıntısına ulaşabiliyorsunuz. Meclis’i devamlı takip eden muhabir arkadaşlarım çok iyi bilirler; diğer günler de hava-cıva. Ankara’da gerçek siyasi kulislere ancak; Çukurambar, Balgat, Söğütözü, Çayyolu, Ümitköy, Çankaya Yıldız’daki bazı mekanlar ile bazı cemaatlerin buluştuğu evlerde veya tesislerde ulaşabiliyorsunuz. Bu Salı da Meclis kulislerinde turlamamın esas sebebi adı geçen yerlerden aldığım bilgileri farklı kaynaklardan doğrulatabilmekti. Meclis’in AKP kulislerinde her zamanki dağınıklık vardı. Gülcüler, Tayyipçiler, takipçiler, iki arada bir deredeciler.. İşte size AKP’den son havadisler; Gülcülerin yüzü gülüyor. Abdullah Gül, yeni parti çalışmalarına biraz daha hız vermiş. AKP’nin kuruluşu öncesindeki metodun aynısını uyguluyormuş. Abdullah Gül, AKP’nin altyapısını “PAM” adını verdiği (Politik Araştırmalar Merkezi) düşünce kuruluşunda örgütlemişti. Merhum Erbakan Hoca, AKP kurulana kadar “PAM”ı kendi partisinin düşünce kuruluşu sanıyordu. Söylenen o ki; Abdullah Gül eski “PAM”ın bulunduğu Çankaya Yıldız’daki sokağın yakınında bir yerde bir villa kiralatmış. Bu villada muhalif AKP’liler, yeni bir siyasi düşünce kuruluşu çatısı altında faaliyet göstermek adına buluşuyorlarmış. “Muhteşem” var gücüyle villaya giren çıkan AKP’lileri tespit ettiriyormuş. Villanın müdavimleri arasında klasik Gülcülerle birlikte en çok 3 dönemlikler varmış. İktidar partisinde büyük bir “akil adamlar” ve yeni anayasa sıkıntısı var. Abdullah Gül’ün villasına gitmeyen muhalifler, Meclis içinde kütüphane dahil farklı mekanlarda toplantı üstüne toplantı yapıp “durum değerlendirmesi”nde bulunuyorlar. AKP’deki “açılım muhalifleri”, “akil adamlara” çok tepkililer. Bana bile “bunlardan hangisi bizim çizgimizi temsil ediyor?” diye sorup “Tayyip Bey büyük hata yaptı. Bu akil adamlar işine hiç girmeyecekti” diyorlar. AKP’de yüzüne en çok gülünen ve arkasından da bir o kadar atılan adamlar listesinin başında Ankara Milletvekili ve “Muhteşem”in akıl hocası Yalçın Akdoğan var. AKP’li muhaliflerin anlattıklarına göre; parti içinde kapışma Haziran ayında doruk noktasına çıkacak. Niye? Çünkü: Cemil Çiçek’in Meclis Başkanlığı süresi dolacak. Haziran ayı, AKP içindeki kırılmaların en netleştiği ay olacak. AKP’nin kendi akil adamları Abdullah Gül’ün 75, Cemil Çiçek’inde 20-30 civarında milletvekilini partiden sökebileceği iddiasında. AKP’den son kulis notu; Pazartesi günkü Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantısından sonra Meclis Başkanı Cemil Çiçek, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin vasıtasıyla “Muhteşem” e mesaj göndermiş; “Bırakın komisyon, çalışmalarını tamamlayıp Genel Kurul’a bir metin indirsin. Son söz Genel Kurul’da söylensin. Aksi takdirde getireceğiniz öneri bir AKP-BDP önerisi olur bu da Genel Kurul’dan geçmez, referanduma bile gitmez” diye.. Biraz da siyasi kulislerin CHP tarafına bakalım. CHP’li vekiller Silivri yorgunu. Hepsi kritik dönemeçte Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun attığı adımlara dikkat kesilmiş durumda. Kılıçdaroğlu’nun her söylediğinin ardından yeni yorumlar yapılıp yeni stratejiler belirleniyor. CHP’de genel başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu’na “kendi başına kendi kişisel düşüncelerine göre hareket ediyor” diye büyük tepki var. Ulusalcı kanadın önde gelenleri; “Açılım sürecine MHP gibi tavır alamazsak elimizdeki oylar da kayacak. Özellikle biz böyle gittiğimiz takdirde oy potansiyelimiz bu sefer gönüllü olarak MHP’ye kayacak. Geçen seçimlerde kaset meseleleri yüzünden CHP’li seçmen bir defaya mahsus MHP’ye oy vermişti ama bu sefer tamamen elimizden gider” yorumunu yapıyor. Aradan biraz zaman geçmesine rağmen Suriye Devlet Başkanı Esad’a CHP heyetinin yaptığı son ziyaret hâlâ tartışılıyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine haber vermeden giden bazı vekilleri, “Bundan sonra ilişkilerinizde daha dikkatli olun, biz sosyal barıştan yanayız, Esad’dan yana değiliz. Suriye’de savaş bitsin istiyoruz, bir taraf kazansın istemiyoruz” diye uyarmış. “O kadar kulisleri dolaşıp, bu kadar mı yazdın?” demeyin. Dahası var ama biraz daha olgunlaşıp, sağlamlaşması lazım!..

No comments:

Post a Comment